[ google-site-verification: google096b424537a64561.html googlecb521646d1f4a805.html] google-site-verification: google096b424537a64561.html
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pkemal?ref=tn_tnmn
Kemalettin Şanlı / GEZİ YORUM > Backpacking > Tours Biking > Trekking                                                                                                             Backpacking - Trekking - Tours Biking       
BİSİKLET TURLARIM

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.304532.4339
Euro34.423434.5613

VİETNAM LAOS SINIR GEÇİŞİ Gezi Laos

HANOİ-VIENTIANE

24 Mart 2008

 OTOBÜSLE VİETNEM'DAN LAOS'A GEÇİYORUM

Vietnam’ın 6 milyon nüfuslu başkenti Hanoi’da "Hoan Kiem Lake" çevresindeyim. Şehir göbeğindeki bu göl turist ve yerli halkın en çok vakit geçirdiği yer. Kıyısındaki tapınak hiç boş kalmadan her gün yüzlerce ziyaretçi ağırlıyor. Ben de Hanoi'da konakladığım yarım haftalık zamanımın büyük çoğunluğunu pek çok yabancı gibi gölün etrafında geçirdim.Bugün de burada tanıştığım yerli insanlarla -karışık lisanlarda- dilimiz döndüğünce sohbet edip bira içtik. Bu ülkedeki son saatlerim; bir kaç saat sonra tüm anılarımı toparlayıp gece otobüsü ile Laos’a  yola çıkacağım.

Sırt çantam resepsiyonda, hazır… Önce vize için bu sabah takip ofisine bıraktığım pasaportumu aldım. Laos vizesi sınırdan kolayca veriliyor.Ben sadece 2 $ lık bir (hizmet bedeli) fark ödeyerek sınır girişinde sıra beklemekten kurtulmayı düşündüm.

Vietnam’da Sihn Cafe adı altında batılı gezginlerin en çok güvendiği bir turizm şirketi var.Bu şirketin bürolarını veya yetki verdikleri ofisleri, pek çok turistik şehirde bulabilmek mümkün.Otobüs biletimi 18 $ dolar karşılığında buradan aldım. http://sinhcafe.com/index.htm

Laos yolculuğumu önce Luang Parabang şehrine yapmayı düşündüğümden, Vietnam vizesi için doldurduğum formda ülkeden çıkış yapacağım sınırı “Nameo” olarak yazmıştım.Oysa bineceğim otobüs Laos’un başkenti Vientiane’e gideceği için, yarın sabah güneydeki "Minh " şehri üzerinden varacağımız “Cau Treo” Vietnam sınırını kullanacak...

Otelci çiftle vedalaşırken benim boşalttığım odaya bir Türk kızın yerleştiğini söyleyip kayıtlardan ismini gösterdiler.Adı ”Nurdan” yazıyordu.Soyadı ise Türkçe değildi.

Otobüs saati yaklaştığında Sihn Cafe’deydim. Motosikletli bir gencin arkasında başka bir büroya götürüldüm. Değişik yerlerden bilet kestiren Vientiane yolcusu pek çok turist burada toplanıyordu. Yolcular tamamlandıktan sonra 8-10 kişilik bir jeep ile otobüsün bulunduğu noktaya transfer edildik.

Sırt çantamı bagaja vermeden önce yanıma almam gerekenleri ayırdım.Biraz kalın giysi, bol bol içme suyu ve soğuk yemek…O da ne? Otobüsün bagajı şeker ve un çuvallarıyla, paket paket değişik gıdalarla dolu. Yükleme devam ediyor. Çantalarımızı içeri almamızı söylüyorlar. Benim canıma minnet. Elimin altında olması daha iyi.Ne var ki, içeride de bayağı nakliyat malzemeleri var.Koltukların altına kadar bir şeyler tepiştirilmiş. Sorun değil. Yolcu sayısı az olduğu için İkili koltukta tek başına oturmanın keyfiyle "tıngır-mıngır" yola çıkıyoruz…

 

VIENTIANE

 25 Mart 2008

Sabah saat 06.00 civarında sınıra yakın bir köye varıyoruz. Henüz Vietnam topraklarındayız.Şoför ve yardımcıları bir evin önünde durup içeriye giriyorlar.Tam bir buçuk saat tavşan uykusuyla kendilerini bekliyoruz.Otobüse kadar gelen şamata gürültüsüne bakılırsa evde en az 8-10 kişiler.Adamların yolculara hiçbir açıklama yapmadıklarını düşünerek kızıp moralimi boşuna bozmuşum.Yanda oturan yerli yolcudan öğrendim ki, sınır kapısına gün ışığında varmak üzere mesai saatinin başlamasını bekliyormuşuz.Eh! Durum böyle olduğuna göre ben de kıvrılıp uyumaya çalıştım. “Cau Treo” sınırından çıkış yaptıktan sonra Laos tarafındaki “Nam Phao” Kontrol Noktasını geçip başkent Vientiane’e varmak için önümüzde tam 370 km yol var.Hem de bu köy otobüsü ile, “tıngır-mıngır”…

                                                             * * *

Köydeki iki saatlik molanın ardından sınırdayız. “Damga Harcı” adı altında, makbuz karşılığı olmayan kişi başına 1 $ lık ödeme ile Vietnam’ı gerimizde bıraktık. Lanet olsun! Eski defter pasaportlarımızın en büyük belası ile yine karşılaştım. Adamlar, pasaportun geçerlilik süresini bulmak için çok çaba harcamak zorunda kalıyorlar. Çünkü en az beş kere uzatılmış. Temdit tarihlerini bulup geçerli olanı tespit etmek memuru sinirlendiren çok zahmetli bir iş… Suratlarını buruşturduklarında içlerinden küfür savurduklarını düşünmeden edemiyorsun. Oysaki Avrupalı turistler çipli pasaport kullanıyor. Uzatma derdi yok. Bakıyorsun, ellerinde geçerlilik tarihi 2020 yılı olan pasaportlar. Gel de ezilme! 1.60 lık gümrük memuru damgayı öyle bir sinirle vurdu ki, un ufak oldum.

Laos sınırında kontrol noktasına varmadan, işlemler için sıra bekleyen araç konvoyu ile karşılaşıyoruz. Otobüsümüz kuyruğa katılırken yolcular inip giriş işlemlerini yaptırıyorlar. Vize ücreti Batılı turistler için 40$... Ben Vietnam’daki takip bürosuna 32 $ ödemiştim. Komşu ülkelerden gelenlere vize ücreti yok. Pasaportlar bizimle beraber makbuz karşılığı sadece 5000 Kip (0.70 $) ödeme ile damgalanıyor. Son noktadaki memur pasaportumdaki giriş damgasını kontrol ederken gayet kibar davranıyor. Sürekli Avrupalıların taşıdığı pasaportlara aşina olan adam, elindeki kalın deftere bakarken şaşkınca bir tebessümle iş hayatında çok az sayıda Türk ile karşılaştığını söylüyor...

                                                                  * * *

Laos geniş topraklarına rağmen sadece 6-7 milyon insanın yaşadığı yeşili bol bir ülke…. Oldukça virajlı yolardan geçiyoruz. Ama trafik denen illet yok. Aralıklarla sadece karşı yönden gelen araçlarla karşılaşıyoruz. Yol fena sayılmayacak kalitede asfalt.

Ben genel olarak sınıra yakın yerlerdeki ticarethanelerin pek ahlaklı olmadıklarını düşünürüm. Bu önyargım mola verdiğimiz bir mekanda bir kez daha doğrulanıyor. Sabahın erken saatleri karnım aç ve ağzımın hiç tadı yok. Arka koltukta oturan İtalyan gençlerden biri, yemek siparişi veren iki arkadaşını bırakıp yanıma geliyor. (Daha önce yolda sohbet ettiğimiz bu gençler Laos’dan sonra Çin’e geçmeyi düşünüyorlar.) Lokantanın karşısında güneşlenirken konuşuyoruz… Çocuk fiyatlardan rahatsız. Kutu bira almak istemiş ama , fiyatını beğenmemiş. Otobüsten indiğimde işemek için yolun karşısına geçerken biraz ileride bakkala benzer bir yer görmüştüm. Onu hatırlattım. Beraber yürüdük. Biraz muz ve bir kutu bira aldım. Sadece 13.000 Kip tuttu.(1.5 $)Yanımızda Laos parası yok. Tayland parası (Baht) ile ödeme yaptık. Singha Beer bulabilmemiz sevindirici oldu.Tayland birası Singha (Arslan), buraların en çok sevilen iyi bir markalarından biri. Gerçi daha sonra bu ülkenin markası “Leo Beer” ile tanışıp, onu da seveceğim. Vietnam biralarında ise en çok içtiğim “Tiger Beer” olmuştu.

 

                                                             * * *

Saatler sonra Vientiane’e vardık. Şehir girişindeki garaj, oteller bölgesine 7-8 km kadar uzaklıkta. Aynı otobüsten inen on kişiye yakın bir turist grubu olarak organize olduk. Buralarda “Tuk-Tuk” denilen üç teker motorlu taşıta doluştuk. 10 dakika sonra Mekong Nehiri kıyısındaki “Francois Nginn” caddesindeyiz. Burası tapınaklara yakın otel, eğlence yerleri ve  restaurandların  yoğun olduğu en turistik bölge. Nehirin karşısı Tayland toprakları. Stratejik konumu itibarı ile düşünüldüğünde Amerika’nın Vietnam savaşında en çok bomba yağdırdığı bir ülkenin başkentinin, komşu ülke sınırına sıfır konumunda olmasının hikmeti nedir acaba?

Artık Uzakdoğu turumun son ayındayım. Üzerimde taşıdığım nakit oldukça azaldığı için ATM den Lao parası 700.000 (Laos Kip) çektim.Bu da yaklaşık 80 $ ediyor. Vize cebimde diye otel rezervasyonu yapmamıştım. Birkaç turist gruplaşarak kalacak yer aradık. İki kişilik 10-15 dolar civarında odalar bulduk. Benim yalnız olmam bu parayı tek başına ödemem anlamına geliyor. Yine tek başına olan Sri Lanka’lı bir gençle ortak oda kullanmaya karar verip Çinli otel işletmecisi ile pazarlık ediyoruz. Adam neredeyse ağlayacak gibi. On dolarlık oda fiyatını 6 dolara indiriyor. Onun bu jestini karşılıksız bırakmıyoruz. Sri Lankalı yol arkadaşımla böylesine düşük fiyata aynı odada beraber kalmamızın gereksiz olduğu fikrinde birleşip iki ayrı duble odalara yerleşiyoruz.

                                                       * * *

Ortak kullanılan duşlar koridorun sonunda… Pasaport çantam ve para kemerimi yanıma alıp uzunca bir banyo yaptım. Giyinip çıktığımda hava neredeyse kararmak üzereydi. İlk işim nehir boyundaki “Francois” caddesinde bir şeyler yemek ve ardından internet kafeye girmek oldu. Bu günlerde Hindistan yolculuğuna hazırlanan kanser hastası bir tanıdığımla Messenger görüşmesi yaptım. Onun bu halinde gerçekleştirmek istediği Hindistan gezisine her konuda destek vermeye adamıştım kendimi. Fırsat buldukça tüm gezim boyunca kendisi ile yazışmaya çalışıyorum.

Kafeyi çalıştıran gençle kapı önünde bira içerken, yanımıza onun tanıdığı Avrupalı bir turist geldi. Uzun saçlı benim yaşlarımda İsveçli Tommy ile tanıştık. Çok sırnaşık ve ukala tavırları bana biraz itici geldiyse de fazla önemsemedim. Bize katıldı. İkişer biradan sonra bara gitmeye karar verip beni de peşlerine taktılar. Gece boyunca, ayak üstü birer bira içerek sadece 5-10 dakika takıldığımız pek çok bara girip çıktık. Sonunda sırt çantalı gezginlerin mekan tuttuğu çok sert canlı müzik yapan bir Rock Pup ta oturduk. Eğlendiğimi söyleyemem; zira bu gece, üç aylık Uzakdoğu gezisi için ayırdığım bütçenin en aptalca harcamasını yaptığımdan biraz pişmanlık bile duymuştum. Ayrıca daha yeni tanıştığım insanlarla sabaha kadar takılmakla, hiç taviz vermediğim kurallarımı da çiğnemiştim…

VIENTIANE

26 Mart 2008

Otelim, işletmeye yeni açılmış tabelası bile olmayan “Yue Kong Restaurand&Guesthouse”…Mekong kıyısından 1-2 cadde geride, Luan Prabang yoluna çıkarken karşılaşacağınız ilk kavşakta restore edilmiş büyükçe bir bina…Temiz, sade döşenmiş fransız yataklı bir odada kalıyorum. Geç yatmanın ve biraz da alkolün yorgunluğu ile sabahın saat 11’inde kalkabildim. Sokağa çıkana kadar öğleni yapmıştım. Karnımı doyurmam lazım. Bu iş için, dün önünden geçerken gözüme kestirdiğim bir sokak lokantasını tercih ediyorum. Buralarda seyyar yemek satıcıları her köşede karşınıza çıkıyor. Sokak ortasında sebzeli erişte-makarna, deniz ürünü veya tavuk ne isterseniz bulabilirsiniz. Pek çok yemek hemen gözünüzün önünde pişirilip sunuluyor. Kocaman çukur Çin tavası da denilen Wok tavada ülkedeki kullanım yoğunluğuna göre kanola veya Hindistan cevizi yağı, soya filizi, soya sosu ve baharatlarla kavrulmuş sebzeler önceden haşlanmış pirinç eriştesi (rice noodles) ile soteleniyor. Özellikle tuz yerine bir tutam şeker kullandıklarını görürseniz şaşırmayın. Adamlar neredeyse un ve tuzu hiç tüketmiyorlar.

İçinde kalamar ve karidesin yoğun olduğu çorba (seafood soup) ile yanında tepeleme soya filizi ve bilmediğim başka otlardan oluşan yeşilliği mideye indirdikten sonra üzerine buzlu “Leo Kahvesi” ile keyif yaptım. Kahve kıyılmış buz ile servis ediliyor. Bardak boyu 500 ml bira bardağı ölçüsünde… Bu sıcak iklime de bu yakışır!

                                                           * * *

Vientiane’deki ikinci günüm. Kaldığım otel çevresinde birkaç tapınaktan sonra National Müze’yi geziyorum. Müzenin kapanış saatine zar-zor yetişebildim. Daha sonra Si Saket Temple’ın bahçesindeki çocuk yaştaki budist rahipler ile resim çektirme fırsatım oldu. Biraz şakalaşıp hepsini gaza getirdim. Uzunca bir süre gülüşmekten kendilerini alamadılar.

Bu günlük bu kadar gezmenin yeterli olduğunu düşünerek hemen yakındaki Patuxay Park’a yürüdüm. Çok terlemiştim, bir tane kesmez diye  iki tane buz gibi Leo bira ve bir paket acılı sosla kavrulmuş kaju satın aldım. Parkta çevreye çok açık vermeden afiyetle götürdüm. Biralar bizdekinden büyük, 64 cl hacmindeler.

                                                         * * *

Yarın Vientiane’e 150 km uzaklıktaki Vang Vieng’e gitmeyi planlıyorum. Oradan da Luang Prabang’a devam ederim. Edindiğim bilgilere göre kafamda canlandırdığım Vang Vieng, nehir kıyısında rafting yapılan ve trekking için orta zorlukta parkurları olan doğa harikası, kesinlikle beğeneceğim bir yer… Tekrar geri döndüğümde bu şehri gezmek için daha çok zamanım olacak.

(Devamı var)

"Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır!" Başkalarının da yararlanmasını sağlamak için aşağıdaki modülleri kullanarak YORUM yapabilir, FACEBOOK'da paylaşabilirsiniz!


Yorumlar - Yorum Yaz