[ google-site-verification: google096b424537a64561.html googlecb521646d1f4a805.html] google-site-verification: google096b424537a64561.html
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pkemal?ref=tn_tnmn
Kemalettin Şanlı / GEZİ YORUM > Backpacking > Tours Biking > Trekking                                                                                                             Backpacking - Trekking - Tours Biking       
BİSİKLET TURLARIM

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.262832.3921
Euro34.778034.9173

TAHRAN Gezi İran

TAHRAN

Uzakdoğu Gezisi,İran 

TRENLE TEBRİZ' DEN - TAHRAN' A

14-16 Ocak 2008

Tren garındayım... Tahran’a gidecek trenin saati yaklaştıkça yolcular yoğunlaşıyor. Ortalık ana baba günü… Genellikle kadın ve çocuklardan oluşun bir yolcu kalabalığı. İran’da, sıkı çarşaf ve bazen de peçeli kadınlar olduğu gibi modern giyinenlerle de karşılaşıyorsunuz. Zorunlu olan uzun kol giyinip, basen ve göğüs hatları ile saçları kapatmak... Göz hapsine aldığım yoldaki modern kadın, içindeki cesaret ve özgürlüğe duyduğu isyanını giysisinin en alt düğmelerini açarak, bacaklarını saran daracık pantolonu ile her adım atışında dışa çıkartıyor... Düştü düşecek eşarbın altındaki bakımlı saçlar, kara sürmeli kaşlar, baygın bakışlarıyla iri bebekli gözler ve hele o kırmızı rujlu dolgun dudaklardan etkilenmemek mümkün değil... Bilinen o ki, bakımlı olan her kadın güzeldir... Ama kestane gözlü İran kadını inanın bir başka güzel...

 Ternin hareket saati yaklaştı.Bekleme salonundan peronlara geçiş için yürüyoruz.Kapılarında güvenlik kontrolü var. Pasaport ve biletimi göstererek trene doğru yürüyorum.Her vagonun biniş kapısında birer görevli, yolculara yardımcı oluyor.
Elimdeki bilete göre 5 (penc) numaralı vagona binip, dar koridordan yürüyerek kalacağım kompartımana yerleştim. Beklemediğim kadar modern giyimli, eşarbı boynuna düşmüş, kot pantolonlu yirmili yaşlarda bir genç kızla karşılaşmak beni şaşırtıyor.Birazdan tanışıp yolculuk boyu çok şeyleri paylaşacağımız babası Tahran’lı Persian olan Nesrin ve kara tül örtüler içindeki Azeri kökenli şişman annesi ile selamlaşıyoruz…
Kompartımanın dördüncü misafiri ise "Bekar" diye isim taktığımız elli yaşın biraz üzerindeki beyaz saçlı komik adam, Zekeriya... Bu ekiple gece boyunca İran ve Türk kardeşliğinden Türk magazin dünyasına, futboldan siyasete kadar yorgunluk derecesinde sohbet edeceğiz. Bir ara görevli gelip bayanları başka bir kompartımana, hemcinslerinin yanına almayı teklif ediyor, ama onlar eşyalarının çokluğunu öne sürüp gitmiyorlar.
 
Venezüella’nın yeni lideri Hugo Chavez’e ilgileri büyük...Aynı zamanda İngiliz tasarımı ile Şah zamanında imalatına başlanan binek otomobilleri Paykan ve ağır motorlu diesel araçları olan Khodro ile övünüyorlar... Zekeriya, Şah zamanı yönetiminin daha refah ama bugünkü devletin ise batıya karşı çok daha güçlü olduğunu söylüyor.Nesrin’in derdi ise  önceleri bir kaç kez kaldığı İstanbul’da yaşamak...
                                               *   *   *
 Saatler gece yarısına yaklaşırken artık uykuya girmeye niyetleniyoruz. İki erkek, sağlı sollu üçer katlı ranzaların en altlarını bayanlara bırakıp üst katlarına çıkıyoruz. Yatarken düşünmeden edemiyorum... Bu bayanlar Türkiye de olsa elin erkekleri ile aynı kompartımanda yatabilirler mi? Ama otobüs ve metrolarda bayanlara ayrı vagonların tahsis edildiği bu ülkede neyi yaşıyorum!..Şunu hemen belirteyim, kadınlar taşıma araçlarındaki bayanlara ayrılan bölümlere kendileri isterlerse binerler.Yanında erkeği olsun veya olmasın isteyen kadın karışık bölümde de seyahat edebilir.
                                            
                                                *   *   *
Gün doğduğunda takvimler 14 ocak gününü gösteriyor...Tren sabahın dokuzunda Tahran garına giriyor...Sırt çantamı emanete teslim edip bir dolmuşla Azadi Meydanı’na varıyorum...Anıtı bakıma almışlar...İçine giremediğim için dışarıdan birkaç resim çekiyorum ve ardından milli müzeyi gezip kalabalığa karışıyorum…Gezilerimde tarihi mekanlar yerine halkın sosyal yaşamına katılmak daha çok ilgimi çektiği için, çarşı-pazar kayboluyorum...
 
                                               *   *   *
 Muharrem ayındayız. Tahran sokaklarında Hz. Hüseyin aşkıyla dolu
Caferi çocuklarla karşılaşıyorum... Caddenin solunda uzunca bir yürüme sonrası bulduğum internet kafedeyim. Msn görüşmesi yapabildim ama, çok zorlanarak... Fotoğraf gönderemedim... Bağlantı yavaş ve her siteyi açmıyor.Sistemde çok kısıtlayıcı filtre uygulanmış. Amerika’nın da yasağı ile Microsoft ürünleri kullanılmıyor... İranlıların orijinal ürünlerin üzerine yazdıkları Farsça ve Arapça programlarla işi götürdüklerini, hatta bu programları körfez ülkelerine pazarladıklarını okumuştum.                    
 
                                          *   *   *
Tahran'ın gezilecek yerleri arasında ilgi çeken Gülistan Sarayı' ndayım. Dış cephesinin bir bölümü işlemeli taşla kaplanmış bu büyük binada İran tarihinden pek çok eserler var. Özellikle başka ülkelerden alınan hediyeler sergileniyor. Osmanlılardan gelen hediyeleri merak ediyoruz. Bir kaç parça ancak var olduğunun tahminindeyim. Tahmin diyorum çünkü gelen hediyelerin nerelerden olduğu hakkında bilgiler verilmemiş.
Müze, iç içe açılan bir kaç bölümden oluşuyor. Her bir bölüm için ayrı para ödüyorsunuz. Toplamın çok cüzi bir miktar olduğunu söyleyebilirim.
Şehrin en çok ilgi gören yerlerinden biri de  Velenjak Caddesindeki Tochal dağına çıkan teleferik. İran'da "tele kabin" diyorlar. Kısa bir yolculukla kayak merkezine kadar çıkıyor. İlk teleferik istasyonu hemen yakında... Hatta isterseniz bizim  Haliç' teki "Piyer Loti Tepesi" gibi kehvehanelerin bulunduğu ikinci istasyona kadar çıkıp Tahran' nın panoromik görüntüsünü izleyebilirsiniz.
İlginizi çekebilecek daha çok şey vardır Tahran' da... Görmeyi çok istediğim halde gelecek sefere bıraktığım Arkeoloji Müzesi atlanmamalı. Bildiğim kadarıyla burada önemli eserler var. Benim en çok merak etiğim Hammurabi Kanunlarının yazılı olduğu tabletler ve 4. yüz yılda yaşamış  cesedi tuzun içinde kaldığı için bu güne kadar bozulmamış olan madenci: Tuz Adam (Salt Man)
 
Tahran kısa zamanda kolay gezilecek bir yer değil.Buradan Hindistan'a geçeceğim...Asıl yolculuk hedefim İran olmadığı için bu ülkede fazla kalmıyorum.Bu yüzden anlatacak az anım var. Ama bir gün mutlaka sadece İran için  tekrar geleceğim.
 
İlginizi çekecek şu notları paylaşmak istiyorum:
                                
- İran da girdiğim her devlet işletmesinde erkekten fazla çalışan bayan gördüğümü söyleyebilirim.
 
- Özellikle Tahran’da sizi yoğun bir trafik bekliyor. İşiniz acil ise gideceğiniz yere götürebilecek en hızlı taşıt motosikletler... İsterseniz birinin arkasına biniveriyorsunuz (deli cesaretiniz varsa) ve taşıtların arasından cambazlıkla adrese ulaşıyorsunuz.
 
- Çay servislerinde çoğu yerde çay kaşığı beklemeyin... Kıtlama içiyorsunuz sorun yok.Ama illa şeker atıp karıştırmak istiyorsanız çay kaşığınızı cebinizde taşımalısınız.Ben hazırlıklıydım...
- Bakkal dükkanlarında cam şişeler içinde ayran görür de canınız çekerse, ekşi ayran içeceğinizi bilerek satın alın... Ben bilmiyordum.Ama tuz dökerek yuvarladım...
 
- Metroda bizde de olduğu gibi gelecek duraklar hakkında İngilizce anons duyabilirsiniz...Ayrıca cadde isimleri Arap alfabesi dışında Latin alfabesi ile de yazılmış, bu konularda rahat olun...
 
- İran’da bir yükseğe çıkarsanız bizdeki kadar cami minaresi olmadığını görürsünüz. Onlar için cami şartı olmadan ibadet her yerde yapılabilen bir şeydir...
 
- İran’da dilencilik yasaktır ve sokakta dilenen hiç kimseyi göremezsiniz. Özellikle metro, tren garları, havaalanları gibi insanların yoğun olduğu yerlerde konik biçimdeki içi görülebilen şeffaf cam kutular dikkatinizi çekecektir… Bunlar para atabileceğiniz bağış kutularıdır.
 
- Eğer yemek isterseniz caddelerde çarşı meydanlarında muhakkak bedava yemek dağıtan hayır evleri ile karşılaşacaksınız... Pilav ve tavuk alabilir, üzerine çay içebilirsiniz.
 
- Lokanta göremezseniz olmadığını düşünmeyin… Çünkü onlar göz hakkı olmasın diye genellikle binaların zemini altındaki bodrum katlardadır…
 
                                               *   *   *
Tahran’dan Mumbai şehrine  geçeceğim…Günüm yaklaştıkça Hindistan uçuşumun heyecanı büyüyor... Aktarma durağım Dubai’den sonra ver elini Hindistan!..
Yedi ülkeyi kapsayan 92 günlük UZAKDOĞU GEZİSİNİN (İran,Hindistan,Nepal,Tayland,Kamboçya,Vietnam,Laos)

"Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır!" Başkalarının da yararlanmasını sağlamak için aşağıdaki modülleri kullanarak YORUM yapabilir, FACEBOOK'da paylaşabilirsiniz!


Yorumlar - Yorum Yaz